Alberto Oviedo

Photographer / Bak 09
www.albertooviedo.com

English

To me, night time is the half of everybody’s life. Some people use it for rest and some don’t. But the common reality of this period of time is the lack of light.

Türkçe

Bana göre gece, insanların hayatlarının yarısıdır. Bazıları onu dinlenmek için kullanır, bazıları kullanmaz. Ortak olan şey ise gecenin, ışıksız bir zaman dilimi olduğudur.

You were born in Colombia and your mother's roots are in Cuba. While experiencing the Colombian lifestyle, you also have a cultural background from being the son of a Cuban mother. How does this cultural riches affect your art and personality?

My family and Latin heritage is always a very big influence in my life. When I'm working, I am living too. So, to me, it is very natural that the whole concept of the story or a very small detail is related with a color of my mom's house, a detail of one of my grandfather’s stories about Cuba, or a flashback of my grandmother and all the time I spent with her as a kid.

You studied marketing and advertising at the university. What inspired and affected you most for being a photographer?

Desire of being a photographer first came to my mind at the last year of university in Colombia, when I was studying advertising. I realized that I don't have an idea yet.
I just felt that is my responsibility to turn my ideas into actual images and if the image is good, it means that I have a good idea.

After moving to United States for making the American dream come true, you were accepted by Atalanta Art Institute and then, Jim Fiscus hired you as a freelance assistant. How do you define Mr. Fiscus in terms of artistic skills and personality?

Jim Fiscus is responsible for a large part of my career as a photographer. He is a gentleman both on and off the set. During the time at his studio, I learn a lot about technical aspects of photography as well as how to handle the business part.

You worked for world famous advertising agencies like Leo Burnett, Lowe, McCann Eriksson and Young & Rubicam. Which of your advertisement photo shoots do you find most creative until now?

I believe that I haven't had the chance to be very creative in an advertising job yet. I mostly said that the editorials have been the most creative photoshoots I have done, because when I have to transmit a message, there are a thousand different ways to do it. In advertising, we are always going for a preconceived image. However this can also be very ecxiting because there are a thousand different ways to arrive at this image as well.

If you had a limitless budget, what kind of personal photography project would you create?

To tell the truth, unlimited budget would be a bit intimidating. Besides, that kind of thing would never really happen so I would rather not think about it!

Which models or celebrities would you like most to work with?

When I work with models or celebrities, the style of working is very different and the rhythm of the shot changes. When I work with models, the goal is to present them in an attractive and unique way. Generally I tell them to personify someone or I tell the beginning of a story and I let them interpret it. Celebrities are different and they need a lot of preparation. I usually do researches to really know who they are and what they do. I believe it is indispensable to have respect for those people as humanbeings. My goal while working with celebrities, is to present them in an interesting way but not far from who they really are. My team and I try to be as efficient as we can. And we are very respectful to their time so the photoshoot ends before the time they know.

What kind of equipments do you mostly use? Are you still using negatives or is your only choice digital technology?

I shoot both film and digital. It depends on the style of the project and the budget.

How do you evaluate the future of the world when you consider the politics, the terror and the global warming?

I prefer not commenting on politics especially because I am not an expert on the subject. I live in a country in which I was not born and I don’t feel that I have the right to comment on what takes place in the political arena. I sometimes feel as if I am a guest, one that has been hosted very well. Therefore I should not express opinions on that subject.

Theme of the 9th issue of Bak Magazine is "Night". What does this word mean to you?

To me, night time is the half of everybody's life. Some people use it for rest and some don't. But the common reality of this period of time is the lack of light.

Kübalı bir annenin oğlu olarak Kolombiya'da dünyaya geldiniz. Bir yandan Kolombiya'nın yaşam tarzını tecrübe ederken diğer yandan Küba'nın kültürel mirasıyla yoğruldunuz. Bu kültürel zenginlik, sanatınızı ve kişiliğinizi nasıl etkiledi?

Ailem ve latin mirasının, hayatımda her zaman çok büyük etkileri olmuştur. Çalışırken aynı zamanda yaşıyorum da. Karelerimin bazen tamamı, bazen çok küçük bir ayrıntısı, ama her zaman bir bölümü o dönemin izlerini taşır. Kimi zaman annemin evinin renklerinden birini, kimi zaman dedemin Küba'yla ilgili anlattığı hikayeleri, kimi zaman da büyükannemi ve çocukken onunla geçirdiğim zamanları içinde barındırır.

Üniversitede pazarlama ve reklamcılık eğitimi aldınız. Fotoğrafçılığı seçmenizde en büyük katkısı olan şey neydi?

Fotoğrafçı olma fikri, Kolombiya'da reklamcılık okuduğum üniversitenin son yılında aklıma yerleşti. Henüz net bir fikrim olmadığını farkettim. Düşüncelerimi elle tutulur karelere dönüştürmem gerektiğini hissettim. Kareler güzelse düşüncelerim de güzel demektir.

Amerika Rüyası'nı gerçeğe dönüştürmek için çıktığınız yolculukta Atalanta Sanat Enstitüsü tarafından kabul edildiniz, sonrasında da Jim Fiscus'un serbest çalışan asistanı oldunuz. Fiscus'un yeteneğini ve kişiliğini nasıl tanımlarsınız?

Jim Fiscus, fotoğrafçılık kariyerimde en büyük yeri olan insandır. Hem sette, hem de set dışında tam bir centilmendir. Stüdyosunda bulunduğum dönemde bana hem fotoğrafın teknik yönü, hem de işin mesleki boyutu hakkında çok fazla şey öğretti.

Leo Burnett, Lowe, McCann Eriksson ve Young & Rubicam gibi dünyaca ünlü reklam ajanslarıyla çalışıyorsunuz. Bugüne kadar çektiğiniz reklam fotoğraflarınızdan hangilerinin en yaratıcıları olduğunu düşünüyorsunuz?

Henüz reklam fotoğrafçılığı alanında yaratıcılığımı çok fazla ortaya koyabileceğim bir iş yaptığımı düşünmüyorum. Her zaman gazete veya dergilerde yayınlanan çalışmalarımın, bugüne kadarki en yaratıcı fotoğraflarım olduğunu söylerim. Bir mesaj iletmeye çalışırım ve onun bin farklı yolu olduğunu bilirim. Reklamcılıkta her zaman önyargılı davranırız. Oysa o da çok heyecan verici olabilir, çünkü kareye ulaşmanın bin tane farklı yolu vardır.

Sınırsız bütçeniz olsaydı ne tür bir kişisel proje üretirdiniz?

Doğruyu söylemek gerekirse sınırsız bütçeye sahip olmak biraz ürkütücü olurdu. Ayrıca böyle bir şey asla olmaz, bu yüzden pek de fazla düşünmek istemiyorum!

En çok hangi model ve ünlülerle çalışmak isterdiniz?

Modeller veya ünlülerle çalışırken çalışma tarzı çok farklıdır. Çekimin ritmi değişir. Modellerle çalışırken amacım onları etkileyici ve özel göstermektir. Çoğunlukla onlara, belli biri gibi görünmelerini, öyle davranmalarını söylerim. Bazen de bir hikayenin başını anlatır ve pozlarıyla onu yorumlamalarını isterim. Ünlüler ise daha farklıdır. Onlar için daha çok hazırlık gerekir. Ben çoğunlukla bir ünlünün çekimini yapmadan önce onun hakkında araştırma yaparım. Kim olduğunu ve ne yaptığını öğrenirim. O insanlara her şeyden önce insan olarak saygı göstermek gerektiğine inanıyorum. Ünlülerin fotoğraflarını çekerken onları ilgi çekici şekilde karelerime yansıtmaya çalışırım. Ancak bunun yanında asıl kimliklerinin de dışına çıkmamalarını isterim. Ben ve ekibim, mümkün olduğunca hızlı ve verimli sonuç almaya gayret ederiz. Ve o insanların harcadıkları zamana büyük saygı duyarız. Bu yüzden çekimlerimiz hep onlara haber verilen saatten daha erken biter.


Ne tarz araçlar kullanıyorsunuz? Zaman zaman negatif tercih ediyor musunuz, yoksa seçiminizi dijital teknolojiden yana mı yaptınız?

Negatif de çekerim, dijital de. Projenin niteliğine ve bütçesine bağlı.

Günümüzün siyasi gelişmelerini, terörün tüm dünyadaki tırmanışını ve küresel ısınmayı göz önünde bulundurduğunuzda dünyanın geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Siyaset konusunda uzman olmadığım için yorum yapmamayı tercih ediyorum. Doğmadığım ve ait olmadığım bir ülkede yaşıyorum ve siyaset sahnesinde yaşananlar konusunda yorum yapma hakkım olmadığını düşünüyorum. Hatta burada kendimi çok iyi ağırlanmakta olan bir misafir gibi hissediyorum bazen. Bu yüzden görüş bildirmemeyi daha doğru buluyorum.

Bak Dergisi'nin 9. sayısında konumuz "Gece". Bu sözcük size neyi ifade ediyor?

Bana göre gece, insanların hayatlarının yarısıdır. Bazıları onu dinlenmek için kullanır, bazıları kullanmaz. Ortak olan şey ise gecenin, ışıksız bir zaman dilimi olduğudur.