Russ Mills

Illustrator / Bak 13
www.byroglyphics.co.uk

English

If it were possible, I’d like to live somewhere very remote where you’d have to walk miles to encounter another human.

Türkçe

Mümkün olsaydı, daha da uzak bir yerde, benim dışımdaki ilk insana ulaşabilmem için kilometrelerce yürümemi gerektirecek bir yerde yaşardım.

You live in Brighton, United Kingdom. Do you like your homeland? Have you ever thought about living in somewhere else?

I'm very lucky to be living where I do, there wide open spaces are right on my door step so there is always an escape from 'life', the UK is probably as hectic as anywhere but there is enough wilderness to make it a wonderful place to be. If it were possible it like to live somewhere very remote where you'd have to walk miles to encounter another human.

You recommend people younger than you not to make the same mistake with you and not to reach their 30's without knowing what to do with their lives. Why do you think you couldn't decide what to do earlier? Is it because of your perfectionalism or capriciousness? :)

The simple reason is I was not equipped to succeed at anything on leaving University, I had no concept of responsibility and was far too interested in getting wasted! The enthusiasm I had for my subject on leaving art college was destroyed when I progressed to University. This was due to a great extent to my immaturity and blatant inability to take anything seriously, but It was also in part due to the shambolic nature of the University education system at that time. I'm not sure how much things have changed now but there should have been some kind of boot camp system where if you fucked up you were out. The freedom to act like a buffoon and completely disregard the concept of work was my downfall. If I'd been made to knuckle down and work then I would have done so. -

Now, as a 36 year old artist, what's your greatest aim in life?

To be able to continue to produce work and make an honest living in my field, I have no material desires as such only those that would enable me to produce work of a higher quality.

Art lovers show great interest to the high quality prints of your wonderful creations. Numerous people have an artwork of you on their walls. What kind of feeling is it?

It still amazes me that people are willing to pay for my work and the recent run on my prints has been very hard to take in, it certainly gives me faith to carry on this path and to continue to try and better myself.

You say it's important "to seek out the best of the best and learn from their approaches." Who were your "best of the best" while you were creating your artistic and stunning style? Which artists and what art movements inspired you most?

That question is like naming your favourite band, there are so many people that have shaped how I look at things. In no particular order- Ralph Steadman, Robert Rauschenberg, Peter Blake, Jean Michel Basquiat, Jackson Pollock the list could fill the rest of the page.

You say that Vincent Van Gogh is one of your idols. If you have a chance to go back in time and visit Mr. Van Gogh and have a dinner with him, what kind of meeting would it be? What would you ask and tell him?

I think a meeting with Van Gogh would be a very simple affair, dinner with him would probably involve bread and absithe at 3am. I'd probably offer to buy as much of his work as I could carry and tell him nothing he ever did was wrong.

“I often think that the night is more alive and more richly colored than the day” says the hero, Vincent Van Gogh. Do you agree with him? Do you often prefer working at night or at the day? Would you please tell us about your working process?

I definitely work better at night and I think that probably goes for a lot of people in a similar situation, there are no distractions and especially where I live it is usually silent. My working processes vary according to what type of stuff I'm doing, I do like to be very methodical about work. I'll generally spend a large chunk of time preparing drawings as they are the foundation of what I do whether it's digital or on canvas. If I'm working digitally I'll also spend a lot of time creating the ephemeral elements of the pieces, the preparation takes up the greatest amount of time so the compositions themselves can be very quick and spontaneous, that applies to both digital and canvas.

Do movies inspire you? Which film directors do you find closer to yourself in terms of visual comprehension?

I'm afraid my knowledge of film is pretty limited so I can’t really comment on which specific directors' work inspires me but anything low budget and badly made has a kind of twisted excellence in a lot of cases.

How about music? Does it effect you while creating your artworks?

Once upon a time music was everything but seemingly overnight it started to destroy my concentration, it's gonna sound extremely boring but I tend to work better in silence at the moment. I'm sure once I'm 100% confident in what I'm doing music will creep back in, I've got a lifetime's worth of music in the library but for now that's where it stays.

Theme of the current issue of Bak Magazine is "Fear". What does this word mean to you? Would you please share your fears with us?

That's a very pertinent question because fear plays an extremely large part in my day to day existence, the very fact that I do what I do is governed to a great extent by fear, take the normal every day human fears and multiply them ten times and that's what fills my head. Luckily I no longer have a television and avoid the news wherever possible. I'm certainly not a neurotic lunatic but fear of certain situations means I don't get into those situations. I'm sure it's something to do with being a one time alcoholic, things I used to tackle with a bit of dutch courage I go out of my way to avoid. Amazingly this doesn't really hamper my existence too much but an outsider would probably think I'd lost my mind :)

Yaşamakta olduğunuz İngiltere'nin Brighton bölgesini seviyor musunuz? Hiç başka bir yerde yaşamayı düşündünüz mü?

Burada yaşıyor olduğum için çok şanslıyım. Kapımı açar açmaz büyük, geniş boşluklar görüyorum, bu da hayattan kaçabilmek için harika bir fırsat oluyor. İngiltere de diğer yerler gibi kalabalık ve telaşlı ancak benim yaşadığım yeri bu denli harika kılan şey, boş kırların olması. Mümkün olsaydı daha da uzak bir yerde, benim dışımdaki ilk insana ulaşabilmem için kilometrelerce yürümemi gerektirecek bir yerde yaşardım.

Sizden daha genç olan insanlara, sizin yaptığınız hataları yapmamalarını öneriyor ve sizin gibi 30 yaşına gelip hala ne yapacaklarını bilmeme duygusunu yaşamamalarını tavsiye ediyorsunuz. Neden bu kararı daha önce veremediniz? Mükemmeliyetçiliğinizden mi, yoksa değişkenliğinizden mi?

Asıl sebep şu ki; üniversiteden ayrılma konusunda başarılı olabilecek kadar donanımlı değildim. Sorumluluk kavramı hakkında hiçbir fikrim yoktu ve sanki harcanmak için uğraşıyordum! Sanırım sebebi de olgunlaşmamış ve hiçbir şeyi ciddiye almayan biri olmamdı. Ayrıca üniversitedeki eğitimin karman çorman yapısından da kaynaklanıyor. Sanat okulunu bırakma konusundaki hevesim, üniversiteye terfi ettiğimde yok oldu. Bugün tam olarak neler değişti bilmiyorum ama olması gereken bir acemi birliği mantığı. Hata yaptığında uzaklaştırılacaksın. Soytarı gibi davranma ve var olanı reddetme özgürlüğü benim çöküşüm oldu. Ciddi bir sistem olsaydı ben de ona ayak uydurmuş olurdum.

Şu an 36 yaşındasınız. Hayattaki en büyük amacınız nedir?

İş üretmeye devam edebilmek ve kendi alanımda rahatça yaşayabilmek. Daha kaliteli işler yapmam için gerekliymiş gibi maddi konularda büyük arzularım yoktur.

Sanatseverler, birbirinden güzel çalışmalarınızın baskılarına büyük ilgi gösterdiler. Çok sayıda evin duvarında sizin işleriniz yer alıyor. Neler hissediyorsunuz?

İnsanların benim çalışmalarıma sahip olmak için para ödüyor olmalarına hala şaşırıyorum. Tabii bu; aynı çizgide ilerlemem ve sürekli çalışarak kendimi daha da geliştirmem konusunda bana büyük güven veriyor.

Daima "en iyinin de en iyisini aramak" gerektiğini ifade ediyorsunuz. Göz alıcı sanatsal tavrınızı yaratırken size en çok ilham verenler, yani sizin "en iyilerinizin en iyileri" kimlerdi? Hangi sanatçı ve sanat akımlarından etkilendiniz?

Bu soru benim için, "en sevdiğiniz müzik grubu nedir" sorusu gibi. Bugünkü bakış açımı şekillendiren o kadar çok insan oldu ki... Birkaçını saymam gerekirse; Ralph Steadman, Robert Rauschenberg, Peter Blake, Jean Michel Basquiat, Jackson Pollock, ... Diğerlerini de yazarsam sayfanın kalanı da dolar.

Vincent Van Gogh'un idollerinizden biri olduğunu söylüyorsunuz. Zamanda yolculuk yapma ve Bay Van Gogh'u ziyaret edip onunla bir akşam yemeği yeme şansınız olsaydı, bu nasıl bir buluşma olurdu? Ona neler söylemek isterdiniz?

Bence Van Gogh ile yapılan buluşma, gayet basit bir şey olurdu. Akşam yemeği büyük olasılıkla gece saat 3'te, ekmek ve Absithe ile geçiştirilirdi. Ona, taşıyabileceğim kadar resmini satın almayı teklif ederdim. Ayrıca yaptığı hiçbir şeyin yanlış olmadığını söylerdim.

Kahramanınız Van Gogh, şöyle diyor; "Çoğu zaman gecenin, gündüzden daha canlı ve renkli olduğunu düşünürüm". Ona katılıyor musunuz? Gece mi, yoksa gündüz mü çalışmayı tercih ediyorsunuz? Bize yaratma sürecinizden söz eder misiniz?

Kesinlikle geceleri daha verimli çalışıyorum ve sanırım bu birçok insan için de böyle. Dikkat dağıtacak bir şey olmuyor, ayrıca benim yaşadığım yer de genellikle sessiz olur.

Çalışma sürecim, yaptığım işlere göre farklılık gösteriyor. Bu konuda çok sistemli ve planlı olmayı tercih ediyorum. Çoğunlukla zamanın büyük bölümünü, dijital ya da tuval üzerine klasik teknikle çizimler yaparak geçiriyorum. Dijital çalışıyorsam, bir o kadar zamanı da geçici öğeleri hazırlamak için harcıyorum. Hazırlık süreci, kompozisyon üretme sürecinden çok daha uzun sürüyor. Kompozisyon çok kısa sürede, kendiliğinden oluşabiliyor. Bu hem dijital, hem de tuval için geçerli tabii.

Filmlerden etkileniyor musunuz? Hangi film yönetmenlerini, görsel bakış açınıza daha yakın buluyorsunuz?

Korkarım film bilgim biraz sınırlı, bu nedenle ne yazık ki yönetmenler konusunda yorum yapamayacağım ancak düşük bütçeli ve kötü yapılmış şeyler çoğu zaman bana iyi geliyor.

Peki ya müzik, çalışmalarınızı yaratırken size yön veriyor mu?

Bir süre önce müzik benim her şeyimdi. Fakat anlaşılan, bir anda dikkatimi dağıtan bir şeye dönüştü. Aşırı derecede sıkıcı gelecek biliyorum ama, şu sıralar sessizlikte daha iyi çalışıyorum. Sanırım, yaptığım iş konusunda kendimden %100 emin olduğumda müzik geri gelecek. Kitaplığımda bir ömüre sığacak kadar müzik malzemesi var ama, şimdilik orada duruyorlar.

Bak Dergisi'nin 13. sayısında konumuz "Korku". Bu sözcük size neleri ifade ediyor? Korkularınızı bizimle paylaşır mısınız?

Bu çok yerinde bir soru. Çünkü korku kavramı, benim hayatımda aşırı derecede büyük bir yer kaplıyor. Normal bir insanın olağan korkularını düşünün, onu onla çarpın. İşte benim kafamın içindeki korkuların miktarı... Neyse ki artık bir televizyonum yok. Bu sayede haberlerden mümkün olduğunca uzak durabiliyorum. Tabii çıldırmış bir deli değilim ama bazı şeylerden öylesine çok korkarım ki, onları hiç yapmama yoluna giderim. Galiba bunun sebebi bir seferliğine alkolik olmam ve Hollandalı cesaretiyle uğraştığım şeyler... Şaşırtıcı şekilde bütün bunlar günlük hayatıma engel olmuyor ancak dışarıdan bakan biri rahatlıkla aklımı kaçırdığımı düşünebilir :)